GİRESUN-BHA
Harşit Vadisi Platformu ve Tirebolu Çevre Kültür ve Turizm Derneği, "Vahşi Madenciliğe Hayır" paneli düzenleyerek bölgedeki madencilik faaliyetlerine karşı ortak bir duruş sergiledi. Panel, 11 Haziran 2025 tarihinde, saat 13.00'te Tirebolu İletişim Fakültesi Prof. Dr. Taner Karahasanoğlu Konferans Salonu'nda gerçekleşti.
Doğal afetlerden öncelikle dar gelirliler etkilenir
Doğanın kendini yenileme kapasitesinin aşıldığını ve bunun doğal afetlere yol açtığını ifade eden Nakiboğlu, bu afetlerden en çok imkânı kısıtlı ve gelir seviyesi düşük olanların etkilendiğine dikkat çekti. Küresel iklim krizi ve ulusal düzeyde vahşi madencilik faaliyetleriyle karakterize edilen çok boyutlu bir ekolojik krizle karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Bu tür faaliyetlerin yarattığı tahribatın topyekün bir kriz olduğunu dile getirdi.
Şirketler bazı kavramlarla esas amaçlarını gizlerler
Şirketlerin "kalkınma, yeşil, temiz" söylemleriyle çevresel eleştirileri maskelediğini ve ÇED raporlarında bilgilerin manipüle edildiğini belirtti. Kalkınmanın yalnızca teknik bir mesele olarak algılanması ve toplumsal, ekolojik boyutlarının göz ardı edilmesini eleştirdi. Dere yataklarının yok olmasının sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda toplum, insan hakları, demokrasi ve adalet meselesi olduğunu vurguladı.
Herkesin sağlık bir çevrede yaşama hakkı vardır
Mücadelenin zorlu olabileceğini ancak birliktelik, sabır ve kararlılıkla devam edeceğini ifade eden Nakiboğlu, son olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 56. maddesini hatırlatarak, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu, çevreyi korumanın devletin ve vatandaşların ödevi olduğunu vurguladı.
Sağlıklı doğa bir yaşam hakkıdır
Karaibrahimoğlu, doğanın sadece insanlara ait bir kaynak değil, aynı zamanda gelecek kuşakların da yaşam hakkı olduğuna inandıklarını belirterek, ormanların, derelerin ve yaylaların ekolojik sistemin hayati parçaları olarak korunmayı hak ettiğini söyledi. Maden şirketlerinin yaşam alanlarını ve geleceği geri dönülmez şekilde tahrip eden faaliyetlerine karşı ses yükseltmek ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını savunmak için toplandıklarını belirtti.
Panele katılan isimlerden CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, toprağını, suyunu, havasını savunan yurttaşlarla bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu dile getirdi. Giresun’un dört bir yanında vahşi madenciliğe karşı direnen halkla birlikte olduklarını, maden sahalarını yerinde incelediklerini ve doğayı korumak için hem sahada hem de Meclis’te mücadele ettiklerini belirtti.
CHP Giresun İl Başkanı Dr. Gökhan Şenyürek de "Vahşi Madenciliğe Hayır" paneline katılarak, doğaya yönelen bu sistematik talana karşı seslerini bir kez daha yükselttiklerini ifade etti. Şenyürek, vahşi madenciliğin yalnızca doğayı değil; toprağı, suyu ve evlatların geleceğini tehdit ettiğini vurguladı.
Konuşmalardan sonra iki oturum olarak devam eden panelde, konuşmacılar bölgenin ve ülkenin içinde bulunduğu vahşi madencilik örneklerinden bahsederek, "tonlarca toprak ve taş bir gram veya daha az altın için çevre katliamı yapılıyor. 25 yılda elde edilen devlet payının 40 milyon lira olduğunu düşünürsek bu çevreyi eski haline getirmek için elde edilen 500 ton altının tamamını versek bile yapmamız mümkün olmaz" dediler.
Panele CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, Tirebolu İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Cem Feridunoğlu, CHP Giresun İl Başkanı Dr. Gökhan Şenyürek, Anahtar Parti Giresun İl Başkanı Berat Akkaya, Görele Belediye Başkanı Hasbi Dede, Tirebolu Belediye Başkan Yardımcısı Atilla Aydın, İyi Parti Tirebolu İlçe Başkanı Erdinç Bektaş, Saadet Partisi Tirebolu İlçe Başkanı Ayhan İnal, STK başkan ve yöneticileri ile davetliler katıldı.