Sivas

Kangal Balıklı Kaplıca işletmecisi Ünsallar A.Ş.'den basın açıklaması

Sivas’ın Kangal ilçesinde, dünyaca ünlü doktor balıklar olarak bilinen başta sedef ve egzama hastalıkları olmak üzere pek çok deri hastalığına şifa sunan Kangal Balıklı Kaplıcası, 31 Ocak 2025 tarihinde Sivas İl Özel İdaresi tarafından mühürlendi.

Abone Ol

Hakan BAKAR/SİVAS-BHA

Sivas’ın Kangal ilçesinde, dünyaca ünlü doktor balıklar olarak bilinen başta sedef ve egzama hastalıkları olmak üzere pek çok deri hastalığına şifa sunan Kangal Balıklı Kaplıcası, 31 Ocak 2025 tarihinde Sivas İl Özel İdaresi tarafından mühürlendi. Geçen zamandan bu yana hala kapalı olan Kangal Balıklı Kaplıca işletmecisi Ünsallar A.Ş., yaşanan durum karşından sert bir basın açıklaması yaparak, yaşanan durumu "hastalar başta olmak üzere bugüne kadar tedavi göremeyen tüm hastalara karşı ağır bir insanlık suçu işlenmekte. Bu tutum, hem hukuka hem de Kamu vicdanına açıkça aykırıdır." denildi.

BALIKLI KAPLICA'DA İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR

Kangal Balıklı Kaplıca işletmecisi Ünsallar A.Ş., tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.

"Kangal Balıklı Kaplıcası, yalnızca ülkemizde değil, dünya genelinde de sedef ve egzama hastalarına şifa sunan bir "Doğal Hastane" konumundadır. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı olarak ve hastanelerden resmi sevklerle gelen hastalara kesintisiz hizmet vermektedir. Ancak 30 Ocak 2025 tarihinde Sivas İl Özel İdaresi ekipleri tarafından gerçekleştirilen inceleme sonrası, işletmenin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı bulunmadığı gerekçesiyle 31 Ocak 2025 tarihinde kaplıca mühürlenmiştir. Bu mühürleme işlemi sırasında, içeride tedavi gören onlarca hasta adeta kapı dışarı edilmiş, eksik görülen hususların giderilmesi için herhangi bir süre tanınmamış ve böylelikle o gün orada bulunan hastalar başta olmak üzere bugüne kadar tedavi göremeyen tüm hastalara karşı ağır bir insanlık suçu işlenmiştir.

Kaplıcanın mülkiyeti Sivas İl Özel İdaresi’ne ait olup, tesis içerisindeki yapıların büyük kısmı da İl Özel İdaresi tarafından inşa edilmiştir. 1995 yılında Ünsallar A.Ş. tarafından 30 yıllığına “yap-işlet-devret” modeliyle kiralanan kaplıcada, mevcut otelin yanı sıra bir otel daha inşa edilerek bir çok yatırım, Europespa Avrupa Kaplıcalar Birliği (ESPA) ve Türkiye Kaplıcalar Birliği (TÜRKAP) yönetim kurullarında bulunan şirketimiz tarafından yapılmıştır. Tüm bu projeler, dönemin Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü denetiminde, İl Özel İdaresi ile iş birliği içerisinde titizlikle yürütülmüştür. Ancak yapılar devlet eliyle inşa edildiği için pek çok benzer yapıda olduğu gibi burada da Yapı Kullanım Belgesi eksikliği yaşanmıştır. Öte yandan, Kangal Belediyesi ile İl Özel İdaresi arasında yaşanan mücavir alan ihtilafları nedeniyle Ünsallar A.Ş., her iki kuruma da defalarca başvuruda bulunmasına rağmen işletme açma ve çalıştırma ruhsatı alamamıştır. 37 yıldır 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet vererek, Balıklı Kaplıca’yı Sivas’ın ve Türkiye’nin dünyaca tanınan bir markası haline getirmiş bulunmaktayız. Milyonlarca sedef ve egzama hastasına, Sağlık Bakanlığı ruhsatıyla, “Balığı Doktor, Suyu İlaç” sloganıyla şifa dağıtmaktadır.

Gelinen noktada, mevzuat neyi gerektiriyorsa tüm yükümlülüklerimizi yerine getirerek yeniden hizmet verebilmek adına tüm girişimlerde bulunmamıza rağmen, bazı siyasetçilerin ve bürokratların amacını dahi bilmedikleri bir şekilde, bu doğa harikasını görmeden, tanımadan, ısrarla ve kasıtlı olarak kapalı tutmak istedikleri anlaşılmaktadır. Bu tutum, hem hukuka hem de kamu vicdanına açıkça aykırıdır. Balıklı Kaplıca, birçok bilim insanı tarafından araştırılmış, hakkında akademik çalışmalar yapılmış ve Ünsallar A.Ş. tarafından bugüne kadar en iyi şekilde korunmuş ve işletilmiştir. 5686 sayılı yasa uyarınca, 2039 yılına kadar kaplıca suyu işletme hakkı yalnızca şirketimize aittir. 500 hektarlık ruhsatlı alanda faaliyet gösterdiğimiz bu sahada, eksiklerimizi gidermek üzere her türlü taahhüdü yerine getirmiş bulunmaktayız. Örneğin; Yıldız Dağı tesislerinde konaklama ve kafe bölümlerinin yalnızca bir kısmı kapatılmışken kayak merkezi açık tutulmuşken, Balıklı Kaplıca’da tedavi havuzlarının binalardan tamamen ayrı bir bölümde olmasına rağmen, bu alanların dahi kapatılması büyük bir kasıt içerdiğini göstermektedir. Bu durum, sadece işletmemize değil, doğrudan hastalara ve insan sağlığına yönelik daha büyük bir insanlık suçuna dönüşmüştür. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' düsturundan uzak bir anlayışla hareket eden yöneticilerin, bir an önce yasal çerçevede gerekli adımları atmalarını bekliyoruz. Aksi takdirde, Balıklı Kaplıca’yı kapalı tutarak her saniye işlenen bu insanlık suçunun hesabını önce Yüce Türk Adaleti önünde, sonra ise Mahkeme-i Kübra’da vereceklerdir."