KARS-BHA
Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisi Helin Bor’un sunduğu piyano resitali ile başladı. Sanatın gücüyle başlayan program, katılımcılara hem düşünsel hem de duygusal bir atmosfer sundu.
Uzmanlar, Veliler, Öğrenciler Aynı Masada
Dede Korkut Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Kuşçu Sır moderatörlüğünde yürütülen söyleşinin konuğu, dijital oyunlar ve medya eğitimi üzerine çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Ali İbrahim Can Gözüm oldu.
Etkinliğe Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Engin Kılıç ve Prof. Dr. Selçuk Ural’ın yanı sıra Kars BİLSEM temsilcileri, öğretmenler, veliler ve farklı yaş gruplarından öğrenciler katılım gösterdi.
Bilimsel Söyleşi, Toplumsal Rehberliğe Dönüştü
Etkinliğin ilk bölümü Devlet Konservatuvarı bahçesinde, ikinci bölümü ise konser salonunda gerçekleşti. Söyleşide dikkat çeken başlıklardan bazıları şunlardı:
Dijital oyunlar sadece bir eğlence aracı mı?
“Hayır,” diyen Gözüm, dijital oyunların problem çözme, dikkat, el-göz koordinasyonu gibi alanlarda gelişimi desteklediğini, ancak içerik ve sürenin mutlaka denetlenmesi gerektiğini vurguladı.
Yasaklamak mı, rehberlik etmek mi?
“Yasaklama merakı körükler, rehber ebeveyn ise dijital dünyada çocuğun yanında olur,” sözleriyle Gözüm, bilinçli rehberliğin önemine dikkat çekti.
Oyun, aile içi bağı nasıl etkiler?
Bazı dijital oyunların çocuk ve ebeveyn arasında bir köprü işlevi gördüğünü belirten Gözüm, birlikte oynanan oyunların aile içi iletişimi güçlendirdiğine değindi.
Eğitimciler ne yapmalı?
Oyun temelli öğrenmenin sınıflarda kullanılmasının, bilinçli oyun seçimi ve dijital okuryazarlığın artırılmasının altı çizildi.
Toplumsal Farkındalığın Başlangıcı
Katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleşen etkinlik, yalnızca dijital oyunlar konusuna değil, aynı zamanda çağdaş ebeveynlik anlayışlarına da ışık tuttu. Bilim İletişimi Ofisi’nin düzenlediği bu ilk etkinlik, Kafkas Üniversitesi’nin topluma açılan yüzü olarak değerlendirildi.
Etkinlik, üniversite-toplum etkileşiminin güçlenmesi adına önemli bir adım olurken, bilimsel bilginin erişilebilir ve katılımcı yollarla aktarılabileceğini bir kez daha gösterdi.
