ANKARA-BHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1987-2007 döneminde dünya ticaretinin yıllık ortalama yüzde 7 oranında artarken, 2008-2024 döneminde bu oranın yüzde 3’e gerilediğini belirterek, “Küresel büyümeye katkısı belirgin şekilde zayıflamıştır. Bugün dünya ticaretinin yeniden canlanması için daha köklü bir uluslararası iş birliğine, yeni politika araçlarına ve sürdürülebilir tedarik zincirlerine ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
Erdoğan, “Karşı karşıya olduğumuz sınamalar sadece en az gelişmiş ülkeleri değil, tüm ekonomileri etkisi altına almıştır. Küresel finans krizi öncesinde ticaret küresel büyümenin en güçlü motoruyken, kriz sonrası dönemde tablo köklü biçimde değişmiştir” dedi.
“Komşusu açken tok yatmayan bir anlayışın temsilcisiyiz"
Cumhurbaşkanı, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda “kimseyi geride bırakmama” taahhüdüne rağmen, dünya genelinde her 10 kişiden birinin hâlâ aşırı yoksullukla mücadele ettiğine dikkat çekti. Erdoğan, küresel kalkınma yardımlarında yaşanan düşüş eğilimini de vurgulayarak, “2024 yılında yüzde 9 azalan toplam küresel kalkınma yardımlarının, 2025’te yüzde 17’lere varan düşüşleri görmesi bekleniyor. Bu durum özellikle Afrika kıtası için büyük kayıplara işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin yaklaşımına dair konuşan Erdoğan, “Komşusu açken tok yatmayan bir anlayışın temsilcisiyiz. Her türlü olumsuz koşula rağmen üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, görece düşük borçlulukla avantajlı konumda”
Cumhurbaşkanı, uluslararası ticaret kurallarının kalkınmayı destekleyecek biçimde güçlendirilmesinin önemine vurgu yaparak, özellikle Dünya Ticaret Örgütü’nün “özel ve lehte muamele” ilkesine bağlılığın teyit edilmesini önemli gördüklerini ifade etti.
Erdoğan, küresel borçluluk oranlarına da değinerek, “Bugün dünya genelinde toplam borçluluk oranı küresel hasılanın yüzde 324’üne ulaşmış durumda. Türkiye’de ise bu oran yüzde 89 seviyesinde seyrediyor. Bu görece düşük borçluluk düzeyi bize yapısal dönüşümü hızlandırmak ve yatırımlar için ilave kaynak ayırmak açısından önemli mali alan sağlıyor” dedi.
Düşük gelirli ülkelerin yüksek finansman maliyetleri ile daralan mali alan arasında sıkıştığını belirten Erdoğan, “Birleşmiş Milletler’in 2025 borç raporuna göre 3,4 milyar insanın yaşadığı ülkelerde faiz ödemeleri, sağlık ve eğitim harcamalarını aşmış vaziyette. Bilhassa düşük gelirli ülkeler için borç yeniden yapılandırma süreçlerinde adil ve eşit muameleye dayalı bir yaklaşımı destekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin G20 Ortak Çerçevesi kapsamında Gana ve Etiyopya’nın borçlarının yeniden yapılandırılması sürecine katkı sağladığını kaydeden Erdoğan, “Bu örnekten hareketle kimsenin geride bırakılmadığı, daha kapsayıcı bir küresel ekonomi inşasında tüm G20’yi daha fazla sorumluluk üstlenmeye davet ediyorum” dedi.