ANKARA - BHA

Prof. Dr. Zakir Avşar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Hollanda ziyareti sırasında yaptığı açıklamaları hatırlatarak, “‘Erdoğan’la al-ver pazarlığı yapılmasın’ ve ‘Batı bizi kurtarsın’ söylemleri, Türkiye’nin bağımsız karar alma kapasitesini daraltmaya yönelik ifadeler olarak görülmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

“Milli dış politika devlet aklının ürünüdür”

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren egemenlik ve bağımsızlığın dış politikanın temelini oluşturduğunu vurgulayan Avşar, Lozan Antlaşması’ndan Kıbrıs Barış Harekâtı’na, Suriye ve Irak’taki operasyonlara kadar uzanan süreçte “devlet aklının ve milli çıkar bilincinin sürekliliği” sayesinde önemli kazanımlar elde edildiğini belirtti.

“Batı müdahalesi egemenliği zedeler”

Avşar, geçmişte Batı ülkelerinin demokrasi ve insan hakları söylemlerini kullanarak Türkiye’nin iç işlerine yön vermeye çalıştığını hatırlattı. Bu tür yaklaşımların Türkiye’nin ulusal iradesini ve egemenliğini baskı altına alma çabası olduğunu ifade eden Avşar, bu nedenle milli dış politikanın içerde birlik, güçlü kurumlar ve kararlı yönetimle desteklenmesi gerektiğini söyledi.

“Türkiye AB’nin göçmen deposu değildir”

Özgür Özel’in “Avrupa Birliği’nin güvenlik kaygılarını anlama” yönündeki ifadesine de değinen Prof. Dr. Avşar, bu yaklaşımın Türkiye’nin güvenlik endişelerini ikinci plana ittiğini belirtti.

“Türkiye AB’nin göçmen deposu değildir, Antalya Körfezi’ne sıkıştırılacak bir kara ülkesi hiç değildir. Terörle terbiye edilecek bir devlet asla değildir.”

Sanat ve mimariyi birleştiren fuar: ARTNOUVA, mekân ve eseri buluşturuyor
Sanat ve mimariyi birleştiren fuar: ARTNOUVA, mekân ve eseri buluşturuyor
İçeriği Görüntüle

Avşar, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi göç ve enerji politikaları ekseninde “tampon ülke” olarak konumlandırmak istediğini, bunun da Türkiye’nin bağımsız karar alma kapasitesine tehdit oluşturduğunu dile getirdi.

“Eşit ortaklık ve caydırıcılık esas olmalı”

Milli dış politikanın, dış beklentiler karşısında eşit ortaklık ve çıkar temelli diplomasiye dayanması gerektiğini vurgulayan Avşar, “Türkiye’nin diplomatik prestiji ancak kendi caydırıcı gücüyle korunabilir. Pasif ya da reaktif bir yaklaşım ülkeyi savunmasız bırakır” dedi.

Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları ve deniz yetki alanlarına ilişkin kararlılığın da milli dış politikanın önemli örneklerinden biri olduğunu belirten Avşar, “Bu hamleler Türkiye’nin hem bölgesel hem küresel aktör olarak konumunu güçlendirmektedir” diye konuştu.