ANKARA - BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar, Douglas’ın şiirindeki “unutma beni” çağrısının yalnızca sevgiliden sevgiliye değil, insandan insana bir vicdan seslenişi olduğunu belirterek, “Bugün Gazze’de yaşananlar, bu evrensel çağrının yeniden yankısıdır. Gazzeliler, dünyaya ‘unutma bizi’ diye sesleniyor” ifadelerini kullandı.
“Gazze’de yaşananlar soykırım suçlarının tüm unsurlarını barındırıyor”
Prof. Avşar, Gazze’de devam eden bombardıman, abluka ve zorunlu göçlerin modern çağın en uzun süren trajedisine dönüştüğünü vurguladı.
“Gazze’de çocukların hedef alınması, hastanelerin vurulması, sivil halkın açlığa mahkûm edilmesi uluslararası hukukta tanımlanan soykırım suçlarının tümünü içermektedir” diyen Avşar, bu durumun yalnızca politik bir mesele değil, insanlığın vicdanını ilgilendiren bir mesele olduğunu söyledi.
“Uluslararası toplum, sadece ateşkes değil kalıcı koruma mekanizmaları geliştirmeli”
Yazısında uluslararası topluma da çağrıda bulunan Avşar, “Sorun, bir barış anlaşması imzalamak değil, Gazze halkının yaşama hakkını korumaktır. Uluslararası toplum yalnızca ateşkes değil, kalıcı koruma mekanizmaları geliştirmek zorundadır” değerlendirmesinde bulundu.
Avşar, Filistin halkının yıllardır sürdürdüğü direnişin merkezinde yer alan “sumud” (sebat ve direniş) kavramının, bir varoluş felsefesi olduğunu belirterek, “Bu duruş, insanlığın vicdanını kaybetmemesi için verilen bir mücadeledir” dedi.
“Unutma beni çiçeği, Gazze’de hayatını kaybedenlerin sembolüdür”
Prof. Dr. Zakir Avşar, yazısında “unutma beni” çiçeğinin (myosotis) anlamına da değinerek, bu çiçeğin vefa, hatırlama ve insanlık onurunun sembolü olduğunu hatırlattı.
“Unutmak, zalimlerin işini kolaylaştırır; hatırlamak, mazlumların varlığını onurlandırır” diyen Avşar, tıpkı Bosna ve Srebrenitsa’da olduğu gibi Gazze’de hayatını kaybedenlerin de bu çiçekle sembolleştirilmesi gerektiğini ifade etti.